Tipik bir Ingiliz yazi, kimi gun havalar 30 derece civari, kimi gun bulutlu, ruzgarli ve yagmurlu.
Derin kuzusu buyuyor, yavas yavas konusmaya basladi. Top yerine bop diyor. Sagdan soldan Ingilizceyi de kapiyor ;)
Defne, tatilin 3. haftasinda. Okullar tatile girdiginden beri oyun gruplari da tatilde. Arkadaslarimizin da cogu tatile gitti. Biraz zorlaniyoruz ama idare etmeye calisiyoruz. Eylul'de anneannemiz geliyor, dort gozle bekliyoruz.
Defne gecen hafta bir haftalik bir muzikal tiyatro grubuna gitti. Gunde 3 saatini orada geciriyordu, biraz yorucu oldu ama cok eglendi. Cuma gunu bir gosteri yaptilar.
Yazmayali ne cok oldu, degil mi?Ingilizce bloga agirlik verince burayi ihmal ettim ne yazik ki..
Bugunlerde hava yagmurlu ama genel olrak havalar guzel gitti. Cocuklar acik havada bol bol vakit gecirdiler. Kostular, oynadilar, tirtillarla oynadilar, sularin icinde zipladilar. Suya batirip cikardiklari fircayla duvari "boyadilar". (Bahce yoksa, balkon duvarini boyayabilirler. Gecen yaz Istanbul'da Defne cok egleniyrdu boyle)
Defne, Eylul'de okula basliyor. Evet, yanlis okumadiniz, burada cocuklar 4.5 yasinda okula basliyorlar. Kendi istediginiz 3 okulu secip muracat ediyorsunuz. Eve yakinlik,okulda baska bir kardesin olmasi, cocugun ozel egitime ihtiyac duymasi gibi cesitli kriterlere bakarak degerlendirme yapiliyor. Ocak ayinda basvurular kapanmisti, Nisan'da sonuclari ogrendik. Bizim ilk tercihimiz olan, evimize 5 dakika uzakliktaki iyi bir okula gidecek Defne. Cok sevindik. Gecen hafta toplanti icin okula gittim ilk kez. Genel olarak bir gunleri nasil geciyor, ne yiyip ne iciyorlar, ne giyiyorlar, sosyal aktiviteler neler, bilgilendirdiler bizi. 5 Temmuz'da da Defne'yle beraber gidecegiz, ilk defa gitmis ve okul ortamini gormus olacak.
Bu ilk yila "reception class" diyorlar, aslinda anaokulunun uzantisi gibi. Ama burada (ya da bizim oturdugumuz sehirde bu sekilde) anaokullari, genelde gunde 3 saat oluyor, sabahtan veya ogleden sonra. Defne, su an ogleden sonra gidiyor. Okula baslayinca sabah 8.30da okulda olmamiz gerekecek. 5 yasina kadar part time ya da full time devam edebiliyorlar. Okula alisana kadar part time secmek isteyen olursa, onlar 13.30da cikiyorlar. Digerleri 15.30da. Bu yastaki bir cocuk icin cok uzun geliyor bana ama, bakalim..
Uc bes ay sonra uniforma utuluyor olacagima inanamiyorum! Diger Avrupa ulkelerinin aksine burda uniforma giyiyor cocuklar. Zaten uniforma genel olarak yaygin bir sey burada, bankalarda calisanlar da uniforma giyiyorlar.
Bu arada, Defne kendi kendine okumayi ogrendi. Yilin basindan beri cok ilgi gosteriyordu harflere, yazi yazmaya. Gordugu kelimeleri yazmaya, okumaya calisiyordu. Ona Montessori'de kullanilan harflerden almistim. Onlarla oynuyor, biz kitap okurken kelimeleri takip ediyor, burada ne yaziyor diye soruyordu. Onun disinda hic bir sekilde caba sarf etmedik okumayi ogrensin diye. Onceleri gore gore ezberledigi seyleri okuyordu, bize de pek okuyor gibi gelmiyordu :) Sonra yolda yururken levhalari okumaya basladi. "No parking" "Neden oyle yazmislar anne?" diye sordugunda artik okuyabildigini anladim :) Nitekim birkac gun sonra ogretmeni de soyledi. Bir konuya cok ilgi duyan bir kisinin kendi kendine ogrenebileceginin en guzel gostergelerinden biri bu bence.
Egitim bilimcisisi Sugata Mitra'nin su konusmasini izlemis miydiniz?
Biraz uzunca,17 dakika, cayinizi alip seyretmenizi tavsiye ederim. Mitra, bu videoda self-driven learning'ten ("kendi kendine ogrenme" diyebilir miyiz Turkce olarak, ne dersiniz) uzerine yaptigi deneylerden bahsediyor. Ben cok etkilenmistim bunu seyrettigimde.
11 Nisan 2011 Pazartesi
Gecen hafta sali gununden beri burada havalar cok guzel, biz de mumkun oldugunca bundan faydalanmaya calisiyoruz.
Yalniz Derin hastaydi, usutmustu. Geceleri cok oksuruyordu, o yuzden epey zorlandik. Viral enfeksiyon oldugu icin doktor ilac vermedi, kendi kendine gecer dedi. Bir kac gun sonra gecmeyince yine gittik, yine bir sey vermediler. Cigerlerine yada kulaklarina vuracak diye cok korktum. Defne hic bu kadar siddetli hasta olmamisti. Neyse ki dunden beri daha iyi artik.
Ama cok yorgun, uykusuz halen. Bir yandan da azi dislerini cikardigi icin haftasonu pek huysuzdu.
Disari cikmistik, bir turlu uyuyamadi, agladi,sizlandi. Sonunda eve geldigimizde keyfi yerine geldi. Herhalde eve donmek istiyormus!
Bu da bahcemizdeki tek agac. Ne agaci oldugunu bilmiyorum, belki bir bilen vardir aramizda. Evren, Dilek?
Dun hava cok guzeldi burada. Kendimizi nehir kenarina attik hemen.
Derin, bebek arabasinda uyuyordu. Biz Defne'yle ordeklere ekmek attik, sohbet ettik, ciceklere boceklere baktik. Papatyalar acmis, Defne sevincle bagirdi ortalikta "papatya,papatya" diye diye.
Sonra Derin uyandi, gozlerini acip disarda oldugunu gorunce oyle senlendi ki..
Bahar geliyor,yasasin!
28 Ekim 2010 Perşembe
Bugün tam iki hafta oluyor İngiltere'ye geleli. Günlerimiz ev aramakla geçti. Aralarda Oyun gruplarina,kutuphaneye gidiyoruz.Hava yagisli degilse parklara,nehir kenarina gidiyoruz. Defne bu fotograflardaki parki cok seviyor,Turkiye'deyken surekli aniyordu.Sonbaharin renkleriyle simdi daha da guzel park. Derin'imiz iyice büyüdü,ablasinin pesinde oynuyor parkta. Yarin eve geciyoruz.Yapacak cok is var,iki cocukla cok kolay olmuyor ama yavas yavas yapacagiz. Defne haftaya yeni okuluna basliyor. Gunde 3 saat,haftada bes gun okulda olacak Temmuz'a kadar.Eylul'de de gercekten okullu olacak zaten (burada 4.5 yasinda basliyorlar) Bizden haberler simdilik boyle.Eve yerlesme asamasinda baglantimiz yine sinirli olacaktir. Sevgiler